Hasılat içerisindeki vade farkları ve stoklar içerisindeki borçlanma maliyetlerinin ayrıştırılması Tam Set’e göre raporlamada önemli bir hesaplama gerektirmesi sebebiyle muhasebeleştirmesi de biraz kafa karıştırmaktadır. Bobi-FRS’de söz konusu durum 12 aydan uzun olmak şartı ile ayrıştırılması gerektiği için kolaylık getirilmiş sorun önemli ölçüde ortadan kaldırılmıştır.
Uygulamada gördüğüm temel yanlışlıklardan biri VUK’taki reeskont ayrılması ile karıştırılmasıdır. Hatta meslektaşlar arasında, “Tam Set’te sadece senet ve çeklere değil, ticari alacaklara da reeskont ayırıyoruz” gibi laflar edilmektedir.
Esasında VUK’daki reeskont ayırmak, gelecekte tahsil edilecek veya ödenecek yükümlülüğün bilanço tarihi itibariyle bugünkü değerine indirmektir.
Standartlarda TFRS 9 içinde ise bahsedilen konu, finansal varlık ve yükümlülükler içerisinde sayılan alacak ve borçların itfa edilmiş maliyet (Bobi-FRS’de itfa edilmiş değer) değeri ile değerlenmesidir.
Pek tabi faaliyet döngüsü itibariyle ticari alacağın oluşması bir hasılatın gerçekleşmesi, ticari borcun oluşması da stoklar içerisinde raporladığımız hammadde veya ticari mal alımı neticesinde ortaya çıkar.
Bu sebeple vade farkı ve borçlanma maliyetlerinin ayrıştırılmasında itfa edilmiş maliyet değeri ile değerlerken aynı zamanda hasılat içerisinde vade farkı (ki TFRS 15 Müşteri Sözleşmelerin Hasılat standardında önemli bir finansman unsuru der) ile stokların (TMS 23 Borçlanma Maliyetleri-özellikli varlık değilse) elde edilmesinde borçlanma maliyetleri ile birlikte düşünmemiz gerekir.
Basitçe biz itfa edilmiş maliyet değerini hesaplayıp yapacağımız tek bir düzeltme ile;
Hem Ticari Alacakları itfa edilmiş maliyet değeri ile hem de Hasılatı vade farkı gelirlerinden ayrıştırılmış şekilde
Hem Ticari Borçları itfa edilmiş maliyet değeri ile hem de Stokları borçlanma maliyetlerinin döneminde K/Z’da muhasebeleştirecek şekilde
raporlarız.
Hasılat oluştuğunda bildiğimiz üzere eğer peşin bir satış ve tahsilat yoksa;
Gelecekte ödeneceğine dair bir belge almış isek Alacak Senetleri veya Alınan Çeklerde
Bir belge almamış ise malum cari hesap yani Ticari Alacaklarda muhasebeleştiririz.
O zaman aslında Hasılat üzerinden yapacağımız vade farkı hesaplaması ile, vade farkının gelirinin raporlama dönemi içerisinde tahakkuk eden kısmını “Esas Faaliyetlerden Diğer Gelirler” içerisinde, gelecek dönemde tahakkuk edecek kısmını ise aktifte kontra bir hesapta “Ertelenmiş Vade Farkı Geliri” olarak düzeltmemiz, tek bir kayıt ile tüm ihtiyacımıza cevap verecek şekilde çözmüş olduk demektir.
Gelelim bir örnek ile öncelikle hasılat ve ticari alacaklar da nasıl bir düzeltme yapmamız gerektiğine…
15 Kasım 2018 tarihinde 120 gün vadeli bir satışımız olsun. KDV hariç tutar 10.000 TL, KDV’si de 1.800 TL diyelim. Çift yanlı muhasebeleştirme tekniği gereğince;
Birinci senaryo:
Söz konusu satış eğer peşin olsaydı 9.200 TL+KDV olarak tahsil edilecekti. Yani işletme tarafından peşin fiyatı ve 120 gün vadeli fiyatı belirlenmiş.
O zaman vade farkı geliri etkin faiz yöntemi kullanılarak hesaplanacağı için etkin faiz oranı aşağıdaki gibi hesaplanır:
Etkin Faiz Oranı = (Vadeli Fiyat / Peşin Fiyat) – 1
= (10.000 / 9.200) – 1
= % 8,70 (120 gün için)
365 gün için Etkin Faiz Oranı = ((1+ % 8,70)^(365/120)) – 1 = % 28,87 olur.
Bilanço tarihi 31 Aralık 2018 tarihi itibariyle tahakkuk eden vade farkı geliri;
Gelecek Değer = Peşin Değer * (1+faiz oranı)^zaman formülü ile
31 Aralık 2018 tarihi itibariyle 46 günlük vade farkı ile birlikte hasılat tutarı;
9.200 * (1+% 28,87)^(46/365) = 9.499 TL olur.
Böylelikle dönemde tahakkuk eden vade farkı geliri yaklaşık;
9.499 – 9.200 = 299 TL olacaktır.
Vadeli fiyat ile peşin fiyat arasında (KDV hariç) 800 TL olduğunu bildiğimize göre ertelenen vade farkı geliri de;
800 – 299 = 501 TL olur.
Düzeltme kaydımızı aşağıdaki gibi yapabiliriz:
Gördüğünüz gibi atmış olduğumuz tek bir kayıtla hem TFRS 9’a göre Ticari Alacakları itfa edilmiş maliyet değeri ile hem de TFRS 15’e göre önemli bir finansman unsuru olduğu için hasılattan vade farkı gelirini ayrıştırarak döneminde K/Z’da raporlamış olduk.
Sanırım hemen KDV içerisindeki vade farkını ayrıştırmadığımızı düşüneceksiniz. TFRS 15’te İşlem Bedelinin Belirlenmesi bölümünde bahsedildiği üzere “İşlem bedeli, işletmenin üçüncü şahıslar adına tahsil edilen tutarlar hariç (örneğin bazı satış vergileri), taahhüt ettiği mal veya hizmetleri müşteriye devretmesi karşılığında hak etmeyi beklediği bedeldir.” denilmektedir.
Kısacası KDV üçüncü şahıslar adına tahsil edilen ve aynı zamanda ticari mal alımında da ödenip birbiri ile mahsup edilen, hesaplanan KDV indirilecek KDV’den fazla çıktığında üçüncü şahıs yani vergi otoritesine ödenen tersi durumunda ile aktifte devreden KDV olarak raporlanır. Bu sebeple söz konusu hesaplamalara KDV’yi dahil etmememiz doğru olandır.
31 Aralık 2019 döneminde Tam Set’e göre raporlama için önceki dönem düzeltme kaydımızı aşağıdaki gibi ilk önce taşıyıp daha sonra ertelenmiş vade farkı gelirini döneme tahakkuk kaydını yaparız.
İkinci senaryo:
Söz konusu satış için eğer peşin fiyat bilinmiyor yani belirlenmemiş ise, işletme için etkin faiz oranı belirleyip onun üzerinden peşin fiyatı ve vade farkı tutarını ayrıştırırız.
Etkin Faiz Oranını yıllık %30 diye varsayalım.
Gelecek Değer = Peşin Değer * (1+faiz oranı)^zaman formülünden türeterek
Peşin Değer = Gelecek Değer / (1+faiz oranı)^zaman olur.
Peşin Değer = 10.000 / (1+%30)^(120/365) = 9.174 TL olacaktır.
31 Aralık 2018 tarihi itibariyle 46 günlük vade farkı ile birlikte hasılat tutarı;
9.174 * (1+% 30)^(46/365) = 9.482 TL olur.
Böylelikle dönemde tahakkuk eden vade farkı geliri yaklaşık;
9.482 – 9.174 = 308 TL olacaktır.
Vadeli fiyat ile peşin fiyat arasında (KDV hariç) (10.000 – 9.174 = 826 TL) olacağına göre ertelenen vade farkı geliri de;
826 – 308 = 518 TL olur.
Düzeltme kaydımızı yine aşağıdaki yapabiliriz:
Gördüğünüz üzere her iki senaryoda da hasılat ve ticari alacaklar tarafında tek bir düzeltme kaydı ile işimizi çok basit bir şekilde çözebildik.
Ancak Stoklar ve Ticari Borçlar tarafında borçlanma maliyetlerinin hesaplanıp düzeltme kaydının atılması biraz daha karmaşık bir konudur.
Bir örnek üzerinden anlatalım:
İşletmemiz ticari mal alım-satım faaliyeti göstersin. Tedarikçisinden 15.000 TL + KDV (%18) ile 90 gün vadeli 6 Kasım 2018 tarihine ticari mal almış olsun. Söz konusu ticari malların yarısını yukarıdaki örneğimizde ki gibi 120 gün vadeli 15 Kasım 2018 tarihinde sattığını varsayalım.
Demek ki ticari malların yarısı bilanço tarihinde FDT’de Stoklar içerisinde diğer yarısı da Satılan Ticari Mallar Maliyeti içerisinde K/Z’da raporlanacaktır.
Etkin Faiz Oranını yine yıllık %30 diye varsayarsak;
Peşin Değer = 15.000 / (1+%30)^(90/365) = 14.060 TL olacaktır.
Demek ki Stoklar içerisindeki vadeli satın alımdan kaynaklanan borçlanma maliyeti;
Yaklaşık olarak 15.000 – 14.060 = 940 TL olur.
31 Aralık 2018 tarihi itibariyle 55 günlük borçlanma maliyeti tahakkuk etmiş tutar;
14.060 * (1+% 30)^(55/365) = 14.627 TL olur.
Böylelikle dönemde K/Z’da tahakkuk eden borçlanma maliyeti yaklaşık;
14.627 – 14.060 = 567 TL olacaktır.
Ertelenen vade farkı gideri de;
940 – 567 = 373 TL olur.
Stokumuza aldığımız ticari malların yarısını dönemde satmış olduğumuz için malum ayrıştırmamış gereken borçlanma maliyetinin bir kısmı Satılan Ticari Mallar Maliyeti içerisinde K/Z’da muhasebeleşmişti. Böylece yaklaşık toplam 940 TL borçlanma maliyetinin yarısı 470 TL’yi Stoklarda diğer yarısını da SMM’den düzeltmemiz gerekir.
Zaten vade farkı geliri ayrıştırmasından karmaşık olan husus ta bu.
Düzeltme kaydımızı artık aşağıdaki yapabiliriz:
Yukarıdaki atmış olduğumuz kayıtla hem TFRS 9’a göre Ticari Borçları itfa edilmiş maliyet değeri ile hem de TMS 23’e göre borçlanma maliyetlerini ayrıştırarak döneminde K/Z’da raporlamış olduk.
Yine 31 Aralık 2019 döneminde Tam Set’e göre raporlama için önceki dönem düzeltme kaydımızı aşağıdaki gibi ilk önce taşıyıp daha sonra ertelenmiş vade farkı giderlerini döneme tahakkuk kaydını yaparız.
DİKKAT! Ancak burada dikkat etmemiz gereken husus Stok’tan çektiğimiz borçlanma maliyeti VUK tarafında söz konusu kalan stokun kuvvetle muhtemel satılmış olması sebebiyle artık cari dönemde stoktan tekrar düzeltilmesi gerektiğidir.
Burası anlaşıldıysa gelelim biraz daha karmaşık olan üretim işletmelerindeki tedarikçilerden alınmış olan vadeli hammaddeler içerisindeki borçlanma maliyetlerinin ayrıştırılıp düzeltme kaydının atılmasına.
Bu sefer bir üretim işletmemiz olsun. Satışların Maliyeti Tablosu aşağıdaki gibi varsayalım:
Yukarıdaki tabloda görüldüğü üzere dönem içerisindeki vadeli hammadde alımından kaynaklanan borçlanma maliyetleri 150.000 TL’lik ilk madde ve malzeme alımlarında aktifleştirilmiştir. Söz konusu alımları aşağıdaki tabloda gösterelim:
Hesaplamamızda kolaylık olması sebebiyle ağırlıklı ortalama vadeyi 109 gün olarak tespit edebiliriz. Etkin faiz oranı yine %30 diyelim. O zaman toplam 150.000 TL’lik vadeli alımın yaklaşık peşin değeri;
Peşin Değer = 150.000 / (1+%30)^(109/365) = 138.696 TL olacaktır.
Tablo -1 ‘de görüleceği üzere son iki hammadde alımının vade tarihi raporlama tarihinden sonra olduğu için, tedarikçilere borcun (20.000 + 35.000) 55.000 TL+KDV olduğunu varsayalım. (KDV %18 dahil 64.900 TL)
* 20.000 / (1+%30)^(16/365) = 19.771 TL à 20.000 – 19.771 = 229 TL ertelenen vade farkı
** 35.000 / (1+%30)^(74/365) = 33.187 TL à 35.000 – 33.187 = 1.813 TL ertelenen vade farkı
Toplam düzeltilecek borçlanma maliyetini, dönemde tahakkuk eden ve ertelenen kısmını da hesapladık. Artık sıra geldi düzeltme kayıtlarımıza…
Bu noktada söz konusu borçlanma maliyeti yani vade farkı giderleri üretim ve satış döngüsü içerisinde dönem sonunda, bir kısmı ilk madde ve malzemede, bir kısmı yarı mamullerde, bir kısmı mamul stoklarında bir kısmı da satılan mamul maliyeti içerisindedir.
Düzeltme kaydında kolaylık olması açısından aşağıdaki gibi dönem sonu bakiyeleri üzerinden ağırlıklandırma yaparak tutarları hesaplamanızı tavsiye ederim.
Artık düzeltme kaydımızı atabiliriz:
31 Aralık 2019 döneminde Tam Set’e göre raporlama için önceki dönem düzeltme kaydımızı aşağıdaki gibi ilk önce taşıyıp daha sonra ertelenmiş vade farkı giderlerini döneme tahakkuk kaydını yaparız.
Yine DİKKAT! Stok’tan çektiğimiz borçlanma maliyetleri VUK tarafında söz konusu kalan stokun kuvvetle muhtemel satılmış olması sebebiyle artık cari dönemde stoktan tekrar düzeltilmesi gerekir.
Bir sonraki makalede tekrar görüşmek dileğiyle!...
Vadesi olmayan veya tespit edilmesi mümkün olmayan alacak veya borçlar nasıl itfa edilmiş değeri ile ölçülebilir?