#TFRS 9, finansal varlıklarda beklenen kredi zararı tutarını muhasebeleştirmemizi istiyor. Bunun için de iki ayrı yaklaşım söz konusu:
1- Genel Yaklaşım
Genel yaklaşımda, finansal varlıklar 3 aşamaya ayrılmakta ve söz konusu aşamada belirtilen değer düşüklüğünü muhasebeleştirmemiz gerekiyor.
Böylelikle, değer düşüklüğü ya 12 aylık beklenen kredi zararı (BKZ) ya da ömür boyu beklenen kredi zararı olarak ölçülecektir. Birçok uygulamada kafa karışıklığına sebep olacak unsurlar mevcuttur.
Örneğin:
· Finansal varlığın hangi aşamada olduğunu nasıl belirleyeceğiz?
· Bazı finansal varlıklardaki kredi riskinin önemli derecede arttığını nasıl belirleyeceğiz?
· 12 aylık BKZ ile Ömür boyu BKZ’nı nasıl hesaplayacağız?
· BKZ hesaplamalarına dair bilgileri nereden ve nasıl elde edeceğiz ve nasıl güncelleyeceğiz?
Bu sebeple TFRS 9, bazı finansal varlık türleri için alternatif yaklaşım önermektedir:
2- Basitleştirilmiş Yaklaşım
Basitleştirilmiş yaklaşımda, finansal varlığın hangi aşamada oluğunu belirlemenize gerek yoktur. Çünkü tüm finansal varlıklar için değer düşüklüğü Ömür boyu BKZ’na göre ölçülür.
Elbette basitleştirilmiş yaklaşım sorunu çok basite indirgemiş gözükse de yine bir takım hesaplama yapmaya ve biraz çaba göstermeye gerek vardır.
Bu nokta finansal varlığın türü çok önemlidir.
Basitleştirilmiş yaklaşımı sadece;
· TFRS 15 kapsamında önemli bir finansman bileşeni içermeyen ticari alacaklara ve
sözleşme varlıklarına ve
· TMS 17 (TFRS 16) kapsamında kira alacaklarına uygulayabiliriz.
Herhangi bir işletme iki modeli de aynı anda uygulayabilir mi?
Elbette, ancak aynı tür finansal varlıklara uygulayamaz.
Örneğin bir işletmede, ticari alacaklarına genel yaklaşım, yatırım amaçlı gayrimenkulleri üzerinden elde ettiği kira geliri alacaklarına basitleştirilmiş yaklaşım ile değer düşüklüğü hesaplayabilirsiniz.
Basitleştirilmiş yaklaşımı nasıl uygulayacağız?
Yukarıda da belirttiğim üzere, basitleştirilmiş yaklaşımda değer düşüklüğünü Ömür boyu BKZ’na göre ölçeriz.
TFRS 9 birkaç pratik yol gösterici uygulamaya izin verir. Bunlardan bir tanesi de karşılık matrisidir.
Basitçe söylemek gerekirse; bir finansal varlık grubuna dair değer düşüklüğü, sabit karşılık oranları belirlenerek hesaplanabilir. Örneğin ticari alacaklarda;
vadesi geçmemiş ise %1,
vadesini 1-30 gün geçmiş ise %2,
vadesini 31-60 gün geçmiş ise %5,
vadesini 61-90 gün geçmiş ise %12 gibi.
Burada önemli 2 unsur;
Finansal Varlık Grubu
Sabit Karşılık Oranı (Yüzdesi) dır.
Finansal Varlıkları Nasıl Gruplandırabiliriz?
Basitleştirilmiş yaklaşımda karşılık matrisini kullanırken yine de mümkün olduğunca gereceğe yakın oranlar belirlemeniz gerekmektedir. Bu sebeple herhangi bir sabit karşılık oranını uygulamadan önce finansal varlıklarınızı doğru bir şekilde gruplara ayırmanız gerekmektedir.
Tüm ticari alacaklar aynı özellikleri taşımazlar. Bu sebeple onları aynı kefeye koymamız doğru olmaz.
Peki onları nasıl bölümlendireceğiz?
Nasıl bölümlendireceğimize, alacakların geri ödenmesinin hangi faktörlerden etkilendiğine göre yapabiliriz.
Örneğin perakende müşteriler ile toptan satın alan ticari müşterilerinizin olduğunu düşünelim. Perakende yani şahıs müşteriler, toptan satın alma yapan ticari müşterilerinizden daha az güvenilir ve tahsilat sorunu yaşayabileceğimizi ön görebiliriz.
Böylelikle; bölümlendirmeyi perakende müşteriler ve ticari müşteriler olarak yapabiliriz.
Ya da satışlarınızı farklı coğrafi bölgelere yapıyor olabilirsiniz. Örneğin İstanbul veya Ankara’da ki müşterilerinizden tahsilatları daha kolay yapabiliyorken, Anadolu’da zorlanabiliyor olabilirsiniz. Böylece; İstanbul müşterileri ve Anadolu müşterileri diye bir gruplandırma yapabiliriz.
Demek ki; her işletme kendi koşul ve durumlarına bağlı olarak ticari alacaklarını (veya diğer finansal varlıklarını) nasıl gruplandırıp bölümlere ayıracağını seçmelidir. Bölümlendirme için bazı ip uçları vermek gerekirse;
Ürün tipine göre
Coğrafi bölgelere göre
Para birimine göre
Müşteri kredi riskine (değerlendirmesine) göre
Bayi türü veya satış kanalına göre gibi…
Buradaki önemli nokta, bir gruptaki müşterilerin aynı veya benzer beklenen kredi zararı modeline sahip olmaları gerektiğidir.
Sabit Karşılık Oranını (Yüzdesini) Nasıl Bulacağız?
Sabit karşılık oranlarını her işletme kendi geçmiş (tarihi) verilerine göre hesaplaması gerekmektedir.
TFRS 9’a göre sabit karşılık oranları:
Geçmiş kredi zararı deneyimlerinden ve
İleriye yönelik olarak beklentiler ışığında düzeltmelerden yararlanılarak hesaplanır.
Adım: Geçmiş (Tarihi) Temerrüt Oranları
Adım: İleriye yönelik bilgi
Geçmiş (Tarihi) Temerrüt Oranları
Önce tahsil edemediğiniz geçmiş kredi zararlarınızı analiz etmelisiniz. Peki nasıl?
Uygun bir zaman aralığını ve bu zaman aralığı içerisinde temerrüte düşmüş ticari alacaklarınızı hangi kısmını analiz edeceğinizi iyi belirlemelisiniz.
Uygun dönemi belirlerken dikkatli olmakta fayda var. Belirleyeceğiniz zaman aralığı ne çok kısa ne de çok uzun olmalı. Çünkü seçtiğiniz periyot piyasada yaşanan hızlı dalgalanmalar ve/veya uzun süredir artık piyasada geçerli olmayan şartların etkilerini içerebilir. Size tavsiyem son 2 veya 3 yılı en fazla seçmenizdir. Daha sonra seçmiş olduğunuz dönemde alacakların ödeme sürelerine bakmanız gerekir.
Son olarak belirlemiş olduğunuz zaman aralıklarına göre sabit temerrüt oranlarını hesaplarsınız.
İleriye Yönelik Bilgi
Geçmiş temerrüt oranlarını bulduktan sonra, söz konusu oranları ileri yönelik beklentiler ışığında gerekli düzeltmeler yapmanız gerekmektedir. Peki buna ne gerek var?
Örneğin gelecekteki işsizlik oranları, konut fiyatları, döviz kurları gibi makro ekonomik değişkenler beklenen kredi zararlarını etkileyebilecek çok önemli bilgilerdir. Böylelikle finansal varlıklarınızı ilgilendiren ileriye yönelik ekonomik değişkenler ile geçmiş temerrüt oranlarında düzeltme yapmanız doğru olacaktır.
Örnek verirsek; bir telekomünikasyon şirketini ele alalım:
Perakende yani şahıs müşteriler grubu için gelecekteki işsizlik oranı tahsilat oranını etkileyen önemli bir faktördür. Eğer işsizlik oranı yükselirse, şahıs müşterilerden ticari alacakların kredi kalitesi kötüye gidecektir.
Ticari müşteriler grubu için ise; bazı ülkelerde gayrisafi yurtiçi hasıla ve enflasyon tahsilat oranını etkileyen önemli faktörlerdir.
Peki son ileriye yönelik bilgiyi tarihi bilgilere nasıl dahil edeceğiz?
Eğer işsizlik oranı veya enflasyon oranı gibi makro ekonomik faktörler ile tahsilat oranında ki artış veya azalışlarda doğrusal bir ilişki varsa işimiz çok kolaylaşır.
Bu durumda; temerrüt oranlarınız üzerinde hangi parametrelerin etkili olduğunu gözlemlemeniz ve söz konusu gözleminize göre oranlarda basitçe (aşağıdaki örnekte olduğu gibi) bir düzeltme yapmanız gerekmektedir.
Ancak ilişki doğrusal değil ise; bu gibi durumlarda Monte Carlo simülasyonu veya buna benzer başka yöntemler kullanarak modelleme yapmak (model geliştirmek) gerekebilir.
ÖRNEK BİR UYGULAMA: TFRS 9’a göre Ticari Alacaklarda Değer Düşüklüğü
TANDEM A.Ş. 31.12.2018 tarihi itibariyle ticari alacaklarında değer düşüklüğünü hesaplamak istemektedir. TANDEM A.Ş.’nin tahsil politikası gereğince tüm müşterilerine 30 günlük vade uygulamaktadır.
30 günlük vade sebebiyle önemli olan nokta, ticari alacaklar önemli bir finansman bileşeni içermemesi ve böylelikle ticari alacakların itfa edilmiş maliyet değeri ile hesaplamanız gerekmemesidir.
31.12.2018 tarihi itibariyle yaşlandırma tablosu aşağıdaki gibidir:
Fatura Kesim tarihi itibariyle Tahsil Edilmemiş Tutar
Vadesi 0-30 gün 450.000
31-60 gün 250.000
61-90 gün 100.000
90-180 gün 70.000
180-360 gün 50.000
> 360 gün 20.000
Toplam 940.000
TANDEM A.Ş. değer düşüklüğünü hesaplamak için ömür boyu BKZ ile basitleştirmiş yaklaşımı uygulamaya karar vermiştir. Basit olması sebebiyle karşılık matrisini kullanacaktır.
İlk önce tarihi (geçmiş) temerrüt oranlarını hesaplaması gerekmektedir.
Belirlemiş olduğu 01.01.2016-31.12.2017 dönemi verileri üzerinden hesaplama yapacaktır.
Söz konusu dönem boyunca toplam kredili satışları 5 Milyon TL’dir.
1. Adım: Toplam Kredili Satışlardan Kaynaklı Ticari Alacakları Zaman Aralıklarına Dağıtılması
Ne Zaman Ödenmiş? Ödenen Tutar Ödene Tutar (Kümülatif)
Vadesi 0-30 gün 2.000.000 2.000.000
31-60 gün 1.500.000 3.500.000
61-90 gün 800.000 4.300.000
90-180 gün 400.000 4.700.000
180-360 gün 200.000 4.900.000
> 360 gün 100.000 4.900.000
Toplam 5.000.000 (100.000 TL Toplam Şüpheli Alacak)
2. Adım: Tarihi (Geçmiş) Temerrüt Oranlarını Hesaplama
Ne Zaman Ödenmiş? Ödenmemiş Tutar Toplam Şüpheli Alacak Temerrüt Oranı
Vadesi 0-30 gün 5.000.000 100.000 %2,00
31-60 gün 3.000.000 100.000 %3,33
61-90 gün 1.500.000 100.000 %6,67
90-180 gün 700.000 100.000 %14,29
180-360 gün 300.000 100.000 %33,33
> 360 gün 100.000 100.000 %100
3. Adım: İleriye yönelik bilgiyi tarihi bilgilere nasıl dahil etme
Evet burası biraz işin zor kısmı. Fakat basit bir örnek olsun diye TANDEM A.Ş.’nin kredi zararlarının işsizlik oranları ile doğru orantılı olduğunu varsayalım. Ülkemizde beklenen işsizlik oranı artışının da yüzde 1 tahmin edildiği, söz konusu bu artışın beklenen kredi zararlarında yani şüpheli alacak oluşmasında da yüzde 10’luk bir etki yapacağını öngörelim.
Demek ki mantık olarak yüzde 10’luk etki toplam 100.000 TL’lik kredi zararını 110.000 TL’ye yükseltecek diyebiliriz.
Böylelikle, düzeltilmiş temerrüt oranları hesaplaması aşağıdaki gibi olacaktır:
Ne Zaman Ödenmiş? Ödenmemiş Tutar Toplam Şüpheli Alacak Temerrüt Oranı
Vadesi 0-30 gün 5.000.000 110.000 %2,20
31-60 gün 3.000.000 110.000 %3,67
61-90 gün 1.500.000 110.000 %7,33
90-180 gün 700.000 110.000 %15,71
180-360 gün 300.000 110.000 %36,67
4. Adım: Hesaplanmış olan şüpheli alacak oranlarının cari dönem ticari alacaklarına uygulanması
Ne Zaman Ödenecek? Ödenmemiş Tutar Temerrüt Oranı BKZ
Vadesi 0-30 gün 450.000 %2,20 9.900
31-60 gün 250.000 %3,67 9.167
61-90 gün 100.000 %7,33 7.333
90-180 gün 70.000 %15,71 11.000
180-360 gün 50.000 %36,67 18.333
> 360 gün 20.000 %100 20.000
Toplam 940.000 75.733
31.12.2018 tarihi itibariyle;
Toplam Ticari Alacaklar 940.000
Şüpheli Ticari Alacaklar (-) (75.733)
Ticari Alacaklar (Net) 864.267 TL olacaktır.
Tekrar görüşmek dileğiyle!...
Comentários